Yakın uzaklardan Ikaria Adası.
Böyle söylememin nedeni ada olarak kıyılarımıza çok yakınken
ulaşım olarak 2 feribot seferi gerektirmesi.
Kuşadası‘ndan sabah 09:00’da kalkan feribot ile Samos‘a geçip,
yine sabah erken saatlerinde olan bir başka feribot ile de
Samos’tan Ikaria‘ya geçmek gerekiyor.
Bu yazı yazıldıktan sonra tarifelerde herhangi bir değişiklik olursa bilemem
ama Ekim 2015 itibari ile durum bu.
Ha Samos’ta bir gün ne yapacağım derseniz.
Sizi Samos yazısı’na davet etmek isterim 🙂
Neyse devam edelim Ikaria’ya…
Feribot ile yanaşacağınız liman Evdilos şirin bir ada kasabası.
5-6 cafe, rest, market, fırın, eczane ve bir sürü mini ev ile
son derece sevimli.
Kasabada çok şirin bir de plaj var.
Ikaria’da araba kiralama günlük diğer adalardaki gibi 40 euro.
Ada Samos ve Sakız’a göre küçük olduğu için de
neredeyse tüm adayı bir günde yemeli-içmeli gezebilirsiniz.
Bizim rotamızı izlemek isterseniz Evdilos’ta deniz kenarındaki cafelerde
şurada bahsettiğim Tiropitakia/Tiropita (cheese pie) çay-kahve ile kahvaltı ettikten sonra
yine Yunan adaları için standart saat olan 11:00’de arabayı teslim alabilirsiniz.
Evdilos’tan batıya doğru pek çok plaj
ve 1-2 küçük kasaba var.
2-3 dakika sonr ailk plaja varıyorsunuz; Kampos.
Fakat biz adanın diğer tarafındaki Seicheles‘te
denize girmeye karar verdiğimiz için durmadık.
Kampos’u geçtikten kısa bir süre sonra içeriye sapıp
Pigi Köyü’ne doğru gitmeye başladık.
Minik bir gölet, bozulup yol kenarında terk edilmiş traktör, araçlar,
bilimum kaktüs ve incir ağacı geçerek tepeye çıkarken deniz manzarası gerçekten enfesti.
Pigi’ye ulaştığımızda kayaların arasına, hatta içine yapılmış bir
manastır-kiliseyi gezdik.
En fazla 10 dakikanızı alır, uğrayın derim.
Tekrar deniz kenarına indiğimizde Avlaki’den geçip
Armenistis’e doğru devam etmeye başladık.
Yol boyunca yine bizi karşıladı; Gialiskari, Messakti, Livadi…
biz inatla Seicheles‘e kitlendik.
Deniz kenarına çıktıktan sonra Armentis’e varmamız yaklaşık 5dk sürdü.
Armenistis içinde cafe, rest, taverna, dükkanlar barındıran bir kasaba.
Burada Foursquare ve Tripadvisor önerilerinde öne çıkan
mekan var Mary Mary idi.
Biz aç olmadığımız için bir kahve içelim dedik.
Fakat o esnada yakındaki bir yerden feci lağım kokusu geliyordu.
O da kısmet olmadı.
Biraz daha devam edip bir başka yerleşim yeri olan Kato Raches‘e ulaştık.
Buradaki Nas Plajını‘da görmek istedik.
yaklaşınca fark ettik ki aşağıya epey yol yürümek gerekiyormuş.
Deniz dökülen bir nehrin yatağında kurulmuş çadırlarda gençler kalıyordu.
Yukarıdan çok güzel bir yer olduğu belli oluyordu.
Ama bizimki Seichelles’e nasıl bir kitlenmeyse artık :))
Bu da Kato Raches için Foursquare & Tripadvisor önerisi
Anna‘s, bizim nedenler belli, siz giderseniz deneyin 🙂
Sonuç olarak Armenistis ile Evdilos arası araba ile 15dk.
Evdilos’un doğusu buraya göre daha taşlık olsa da
Kiparissi ve Karavostamo gibi 2 sakin plaj daha var.
Neyse Evdilos’a geri dönüp adanın içinden diğer tarafına gidelim ki Seichelles’e ulaşalım.
E artık acıkıyoruz, öğle yemeği için Akamantara‘da duruyoruz.
Burası küçük bir köy meydanı renkli masa-sandalyeler ile dolu.
Ama aradığımız yer içinde değil, illa işkence çekeceğiz ya!
Araba kiraladığımız yere öneri sorduğumuzda Sta Perix‘i söylemişti.
Sta Perix bildiğiniz köy hakvesi kıvamında ama lezzet 10 numara.
Deniz mahsullü makarna,
midyeli pilav, feta-domatesli karides söylüyoruz ve hepsi enfes.
Yemek bitince 1shot getiriyor, ne olduğunu sorunca rakı diyor.
Ama zehir gibi, en içicimiz bile bitiremedi :)))
Tıka basa doyduktan sonra artık deniz zamanı!
Adayı ortadan kesip denize doğru devam ettiğimizde
bol dönemeçli bir yolun bizi beklediğini bilmiyorduk.
Eski-Yeni Foça arasındaki yol mu desem,
Karaburun yolu mu desem…
Dik uçurumlu, bol virajlı bir yol işte.
Bu yolda park edilmiş bir yığın araba görürseniz bilin ki Seichelles’e gelmişsinizdir.
Gerisi tabana kuvvet, bayır aşağıya yürümekten ibaret.
Yol bir yerden sonra taşlar ile kesiliyor.
Sonra taşlar kayaya dönüyor.
Dikleşiyor.
Daralıyor.
Denize varınca da iyice tehlikeli bir hale bürünüyor.
Sonuçta şöyle bir denize varıyorsunuz.
Diğer plajlara nazaran oldukça küçük.
Sadece gençler var.
Gençlerin haricindekilerin gelmesi de zor.
Bu arada yukarıda bir uyarı tabelası var.
Kısaca diyor ki;
“Biraz ileride Seichelles’e gitmek için bot servisimiz var”
Yok biz dinlemedik tabi.
Siz dinleyin, bayır aşağıya inme ve çıkma zevkini de bir kenara bırakın 😛
Hazır adanın güneyine inmişken Ikaria’nın diğer
limanı kasabası olan Agios Krikos‘u görelim dedik.
Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki
Evdilos çok daha sevimli, samimi.
Aradaki farkı anlatmak için;
Agios Kirikos kasaba ise, Evidos köy.
Buradayken yine tavsiyelerden birine
akşam yemeği için kulak veriyoruz; Klimatopia Taverna
Bir Yunan klasiğimiz olarak
greek salata, kabak topları(mücver gibi), Saganaki(peynir),
deniz mahsulleri ve ouzo ile geceyi bitirdik.
Ikaria’ya 1 günlük gelebilecekler üzülmesin,
işte bunların hepsini bir günde yapabilirsiniz.
Ama daha fazla kalmak isterseniz,
sıraladığım plajlarda bir gün daha,
Evdilos‘ta akşam yemeği
ve bizim vakit bulup gidemediğimiz Christos‘a gidebilirsiniz.
Bir sonraki Yunan Adası yazısı Samos’ta görüşmek üzere 🙂
Yunan Adaları yazınızı çok beğendim çok bilgilendirici ve çok başarılı, umarım hep yazarsınız, güzellikler içinde kalın!