Sophia Loren, Marcello Mastroianni filmlerinden beri
hep şu bol virajli, sardunyalar açmış yolları görmek istedim.
İtalya‘da yaşadığım yıllarda sıra mı gelmedi nedir bilmem ama
herkesten sonra gidebildim Napoli‘nin güneyine.
4 kız bir Temmuz günü çıktık yola.
Arabamız herkesin tavsiyesine rağmen Fiat500 de diildi.
Napoli‘nin çöp dolu otoyollarından devam edip,
başladık yukarı tırmanmaya.
Yollar virajlı ve dardı.
Ama Türk’üz ya, kimin umrunda karşıdan gelen koca otobüs!
O düşünsün di mi canimm??
Yolda bol gevezelik eden İtalyan radyoları yerine
açtık bluetooth’u Editor senin, U2 benim virajlarda kıvrıldık.
Herkesin aksine Amalfi‘ye yakın Maiori de kalmaya karar vermistik, Sorrento cok turistik gelmisti .
Amalfi sağa, Salerno sola tabelasından sapınca kendimi birden japon cizgi filmlerinde hissettim.
Miyazaki’nin Spritted Away filmi sanki gerçekti.
Karmakarışık ağaç ve bitkilerden oluşan bir orman, eski yıkık evler ve denize inen kıvrımlı bol virajlı yol.
Ve heryer limon ağacı ama sanki üzüm salkımı gibi, asma gibi asılmışlar içiçe geçmişler.
İtalya‘da bu manzarayı hiç beklemiyodum. Manzaraya mı baksam fotoğraf mı çeksem şaşırmıştım. O kadar etkileyiciydi .
“Bu virajlar bitmez, kaybolduk mu ne eyvah” dediğimiz anda çat denize indik.
Boydan boya kumsal ve sağda oteller olan Maoiri demek burasıydı Eski binalar ve daha sade bir ortam sunan Maoiri aslinda sağa sola günübirlik gitmek için ideal bir yerleşim. Tam bir sahil kasabası. Üstelik denizi ve plajı, kumlu ve dalgasız. Bu da İtalya sahillerinde bir ayrıcalık.
Günübirlik Positano‘ya kadar rahatça gidilebilen Maoiri 4 gun boyunca evimiz oldu .
Otelimizi booking.com dan Hotel Panorama‘ya yapmistik. Kendine ait plaji olan, gayet temiz, odaları geniş ve kahvaltısı zengin bir otel.
Maiori – Positano arası sahil yolu adını duyduğumuz ve duymadığımız ufak kasabalar ile dolu.
Tümü dik yamaçlara ve dar sahil kıyısına sahip, bu yerler her virajda muhtesem deniz manzarası sunmanın yanı sıra, Euro Zengini olduğu açıkça belli olan kişilere ait evler ve teknelerle dolu. Bazı evlerin otel değil de ev olması, insanın ağzını açık bırakıyor.
Maiori‘den çıkıp sahilden Positano‘ya giderken hemen bir sonraki koy, Minori buraya yürüyerek bile 20 dk da gidebilirsiniz.
Minori‘de halk plajı mevcut ve hemen denize paralel ilk sokakta yemekleri takdir edilecek bir pizzaci var; Ristorante Pizzeria Bar İl Giardiniello Pizzasını ve limonlu suflesini öneririm.
Biz yürüdüğümüz için park yeri aramadık ama belediyeye ait park yerleri mevcut.
Minori adı gibi küçük bir yer. Minori – Atriani – Praiano– Ravello – Amalfi – Positano olarak sıralanan sahilde Ravello‘ya muhakkak zaman ayırın. Ravello için tekrar tepelere tırmanıyorsunuz ama hem göreceğiniz manzara, hem de müze ve cafeler için buna değer. Ravello’da her sene Temmuz ayında müzik festivali de var.
Festival müzenin bahçesinde ve muhteşem bir Akdeniz manzarasına sahip tepede yapılıyor. Bizim gittiğimiz gün bale resitali için hazırlık yapılıyordu.
Ayrıca Ravello‘da meydanda porselen hediyelik eşya satan pek çok dükkan ile kahvenizi veya limonatanızı yudumlayacağınız cafe de mevcut.
Amalfi sahillerinin gizli güzelliklerinden biri de Praiano. Deniz üzerinde küçük, romantik balıkçılara ve muhtesem lezzetler sunan restoranlara sahip bu kasaba, arabayla Maiori‘ye 15, Amalfi‘ye de 10 dakika uzakta.
İl Pirata özellikle Trip Adviser‘da da yer alan, tam denizin üzerinde ve balık mahsulleri açısından enfes bir lokanta.
Yer ayırtmanızda fayda var. Kişi başı 40 euroya, 2 kadeh sarapla çıkabiliyorsunuz.
Praiano da bir de Africana isimli gece kulübü var. Buraya yemekten sonra yürüdük, kayalıklardan geçip çok romantik bir yoldan vardığımız gece kulübü tam bir hayal kırıklığı çıktı. Tamamen turistik bir yer.
Praiano‘da aynı zamanda otel olan Locanda Costa Diva bulunuyor. Limon agaçlarının altında, Amalfi’ye özgü midyeli makarna ve diğer deniz mahsullerini tadabilirsiniz. Burası denizi yukarıdan görüyor ve yine manzara da, yemekler de tek kelime ile muhteşem.
İki mekanda da park imkanı mevcut. Bu imkan Amalfi sahili için son derece lüks. Gerci biz çok sıkıntı yaşamadık araba ile ilgili. Sanırım yollar Amerikalılar için daha kabus. Zira biz Kaş, Datça yollarından eğitimliyiz :))
Amalfi‘de yapılacak en iyi şeylerden biri de zodyak kiralamak, biz 4 saatliğine kaptanıyla birlikte 180 euro verdik, hem istediğimiz yerde denize girdik, hem de taa Positano‘ya kadar denizden tüm sahili gördük.
Sahil çok dik ve uçurum olduğu için arabayla göremediğimiz müthiş plajları ve evleri yakından gördük. Deniz mağaralarına girdik.
Evet Amalfi‘den de bahsetmek lazım tabii :)) Tamamen turistik olan en buyuk kasaba Amalfi. Sokakları tıklım tıklım her yerden insan fışkırıyor.
Capri Adası‘na her yarım saatte bir tekne kalkıyor ve üstelik arzu ederseniz özel tekne de kiralayabilirsiniz. Sita denen otobüsler Solerno‘dan Sorrento‘ya kadar herkese ucuz yolculuk imkanı da sunuyor.
Amalfi‘de limoncello yapan ve satan dükkanlar ile çok lezzetli baba denilen tatlılar satan 2 tane pastane var. Bunlardan biri meydana ve katedrale yakın olan Andrea Pansa.
Keten örtüler gümüş çatal bıçaklar eşliğinde sunulan tatlı ve bisküvileri kaç fotoğrafın konusu oldu. 1830’lardan kalma bu pastane herşeyi ile 5 yıldızı hakediyor.
Amalfi‘de son gece pahalı bir restorana gidip, İtalya‘ya veda edelim dedik. Amalfi’ye girerken sağda tüm koya hakim sadece 16 masalı ve özel şarap kavı olan Eleo‘da karar kıldık.
Yemekten önce supla ve dantel el peçeteleri gelince yüreğimiz hop etmedi değil 🙂 Ancak yine de çok pahalıya çıkmadık. 1antre, 1ana yemek, tatlı ve şaraptan oluşan mönüye adam başı yine 40 euro verdik. Mekanda, Amalfi’nin ilk ve tek Türklerine rastlamamız da enteresan bir not.
Amalfi’ de en büyük sıkıntı otopark. Kasabanın girişinde sağda (Maoiri‘den gelirken) ve eğer kaçırırsanız limanda otopark var ve sanırım bu en pahalı otopark çünkü 2 saate tam 9 euro verdik.
Deniz
Bizim tarafta yani Maiori tarafinda, deniz kum ve tüm sahil plaj. Otel plajina girerseniz şemsiye ve havluya adam basi 7 euro. Fena değil bence hatta öğlen giderseniz biraz şirinlik yapıp beleş de takılabilirsiniz. Ama hafta sonu değil tabii.
En guzel plajlar ise sadece tekneyle gidilen plajlar. Gittigim ve hem yemeği, hem denizine bayıldığım plaj Positano yakınında dik bir yamacın dibindeki plaj oldu. Da Adolfo restoranın plajı olan bu küçük yer, Positano’ya bir koy uzaklıkta, hemen yanında çok lüks bir otel var. Ama ordan denize girmeniz imkansız. Da Adolfo‘ya Positano‘dan ücretsiz teknelerle servis de yapılıyor. Aracınızı park edip rahatça gidebilirsiniz. Plaj taş ve küçücük, ama hayatımda yediğim en güzel makarna yapan restorana sahip. Deniz de çok temiz ve sakin.
Son not : Amalfi gerçekten görülmeye değer bir rota. Hayat güzel, insanlar cana yakın. Manzara ve yemekler muhtesem. Bir de telefon çekmiyor o da en güzeli :))