Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Stockholm‘e giderken herşeyin çok pahalı olduğu önyargısı ile giderseniz pahalı olmayan şeylerin bile pahalı olduğunu düşünebilirsiniz, nitekim ben bu önyargı ile geldim, gerçi havaalanında iner inmez 1 kolaya ödediğim 25 TL bunu kanıtlar nitelikteydi 🙂
Stockholm, İsveç dilinde “çok ada” anlamına geliyor, kent 14 adanın üzerine kurulmuş olup kurulduğu adalar birbirine köprü ile bağlanmıştır.
Arlanda havalimanından “flybus” otobüsleriyle yaklaşık 45 dakikada şehrin merkezi olan Stockholm CentralStation bölgesine gidebiliyorsunuz. Kaldığımız apart daire Apart Direct Sveavagen caddesi üzerinde yer alıyor; merkezden evimize yürüyerek 15 dakikada ulaştık, ev temizdi ve ihtiyacımız olan hersey vardı, merkezi bölgeden biraz uzak olsa da birçok yere yürüyerek gidilebiliyor bu açıdan tavsiye ederim.
Eğer gezmek için kısıtlı zamanınız var ise CentralStation’dan kalkan Hop on Hop off adlı iki katlı otobüsleri kullanmanızı tavsiye ederim, bu sayede gezmek istediğiniz heryeri gezip kısa sürede şehri kafanızda şekillendirebiliyorsunuz. Christmas zamanı gidiyorsanız “Old Town- Gamla Stan” kesinlikle ilk gitmeniz gereken bölge, Christmas markette yılbaşı alışverişi yapıp sıcak şarap içebilir ve ardından ara sokaklarda kendinizi kaybedene kadar küçük dükkanlardan hediyelik eşya alışverişi yapabilirsiniz:)
Benim hediyelik eşya dükkanları haricinde içinden çıkmak istemediğim butik İris Hantverk oldu..
Dükkanları gezerken rastgele çikolata satan dükkanlara girerek nasıl olsa yürüyerek yakarım düşüncesiyle ondan da tadayım bu nasılmış derken bir dünya çikolata yemiş olabilirim:)
Gündüz gözüyle şehri gezerken vaktimiz çok fazla olmadığı için çok merak ettiğim Abba Museum ve Nordiska müzelerini gezemedik, ilkbahar veya yaz ayında tekrar ziyaret edersem daha uzun soluklu ve rahat rahat müzeleri gezebileceğim bir program yapacağım kesinlikle..
Pazar günleri Norrmalm bölgesinde The Stockholm Concert Hall binasının önünde ki alanda flea market kuruluyor, plak meraklısıysanız buradan çok uygun fiyata plak bulabilirsiniz.
Ayrıca porselen fincanlar ve tabaklardan gümüş şamdanlara daha birçok değerli ve eski parçalar vardı.
Yazımı İsveçli sanatçi Jay Jay Johanson‘un çok sevdiğim şarkısı “Far Away” ile burada sonlandırıyorum:)